Silahlı bir genç kız, bir okul, 2 ölü, 9 yaralı. Gerilim filminden çıkmış gibi duran bir olayla karşınızdayız bu sefer. Haber ve olay gerçekten insanı dehşete düşürüyor. Daha sadece 16 yaşında olan gencecik bir kızın gözü nasıl bukadar dönebilir ve bir okula kurşun yağdırabilir. Özellikle Amerika’da bu tarz olaylar çokça yaşanıyor ve bunun en büyük sebebi sanırım uyuşturucu kullanımının yüksek olması diye düşünüyorum.
İlk olarak olay anına bir dönüş yapalım.
Saat 08:30 oluyor. Cleveland İlkokulu’nun önünde öğrenciler içeriye girmek için sıra olmuş durumda. Brenda okulun hemen karşısındaki camdan öğrencileri izliyor. Daha sonra içeriye dönüyor, babasının yılbaşı hediyesi olarak verdiği silahını alıyor ve tekrar cama çıkıyor.
O andan itibaren ortalık karışıyor.
Orada bulunan polis bir çöp arabasına atlıyor, Brenda’nın görüşünü kapatmak için ev ile okul kapısının arasına doğru sürüyor. İnsanları vurmasını engellemeye çalışan polise sinirlenen Brenda, polisi de yaralıyor ve daha sonra görüş açısı kapandığı için içeri dönüyor.
Geriyeyse 36 el ateş, 11 isabetli kurşun, 2 ölü, 9 yaralı kalıyor.
O meşhur sözün perde arkası: “Pazartesi günlerini sevmiyorum.”
Daha sonraysa gazetecinin “Neden?” sorusuna o meşhur cevabı veriyor: “Pazartesi günlerini sevmiyorum. Bu yüzden günü neşelendirmek istedim.”
Uzun uğraşlar sonucunda polis eve girmeyi başarıyor ve Brenda’yı yakalıyor.
Genç kızın saldırı öncesi yaşamına kısa bir göz atınca aslında olayın adım adım geldiği görülebiliyor.
Tüm bunların sonrasında çift sorunlu giden ilişkilerini bitirip boşanınca, Brenda babasıyla birlikte kalmış. Babası tarafından “Kötü bir çevre edinmeye başlamıştı, arkadaşları pek hoşuma gitmiyordu” şeklinde tanımlanan bu dönem için genç kız sadece “Alice Cooper’a fena takmıştım, hepsi bu.” diyor. Aynı dönemlerde annesini ziyarete gittiğinde kendisini pek umursamadığını söyleyen genç kız, babasında kalmaktan da pek hoşnut değilmiş. Yoksulluk içinde yaşayan ikili, oturma odasındaki tekli bir yatakta beraber uyuyorlarmış. Bu konuyla ilgili tutuklanmasından 22 yıl sonra açıklama yapan Brenda, babası tarafından pek çok kez tacize ve şiddete uğradığını söylemiş. Babası tarafından yalanlanan bu iddialar, polis tarafından da genç kızın bunca yıl gizlemiş olmasının mantıklı olmadığı gerekçesiyle inandırıcı bulunmamış.
Saldırıdan 1 yıl önce Brenda, anne ve babasıyla konuşmuş ve zaman zaman intiharı düşündüğünü, ölmek istediğini ve oldukça depresyonda olduğunu söylemiş.
Bu dönemde hareketleri iyiden iyiye değişen Brenda’dan, çevredeki çocuklar oldukça korkuyorlarmış. Okulu sürekli asan, uyuşturucu kullanmaya başlayan, hırsızlık yapan, hayvanlara zarar vermeye başlayan ve silahlara büyük ilgi duyan genç kızdan çevresindekiler uzaklaşmaya başlamış.
Saldırıdan 4 hafta önce yılbaşı hediyesi olarak radyo isteyen kıza, babası bir silah hediye etmiş. Babası gibi iyi bir keskin nişancı olan kızın silahından çıkan kurşunlar da 2 kişinin ölümüne, 8 masum ve küçücük çocuk ile kahraman 1 polis görevlisinin yaralanmasına, kurbanların yıllarca üzerlerinden atamayacağı psikolojik sorunlara ve gerekli önlemler alınıp uyarılar dinlense belki de çok farklı bir hayata sahip olacak 16 yaşındaki bir genç kızın hayatının kaymasına sebep olmuş.
Son olarak olayla ilgili Brenda’nın kendi açıklamalarını da dinleyelim ve yazımızı sonlandıralım.
“Babam radyo istememe rağmen bana bir silah hediye etmişti, sanırım kendimi öldürmemi istiyordu. Durumumu da bildiğine göre, bu bence oldukça yüksek ihtimal.”
“Suçu işledim, çünkü ölmek istiyordum. Polisler gelir ve beni vurarak öldürürler diye düşünmüştüm, çünkü daha önce kendimi öldürmeyi pek çok kez denemiş ama başarısız olmuştum. Kimseyi vurma niyetim de yoktu, okul bölgesini seçmemin tek nedeni polislerin daha çabuk gelmesiydi. Dediğim gibi, kimseyi vurmaya niyetim yoktu, park bölgesine ateş ediyordum, kimseyi hedef aldığımı hatırlamıyorum.” (Olaydan 30 yıl sonraki açıklaması)
2005 yılında 25 yıllık cezası tekrar uzatılan Brenda, 2019’a kadar hapiste kalacak. ABD’deki sonraki yıllarda gelen tüm okul saldırılarının ilham kaynağı olarak gösterilen Brenda da durumdan oldukça üzgün olduğunu söylüyor: “Sanki tüm yeni saldırıların sorumlusu benmişim gibi hissediyorum. Ya onların kafasına bu fikri sokan bensem? Bu durum beni çok rahatsız ediyor.”
Son olarak, Brenda’nın saldırısından çok kısa bir süre sonra yazılan ve bu olayı ilham alan, Boomtown Rats adlı bir gruba ait “I Don’t Like Mondays” adlı bir şarkı da bulunuyor.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumda Resim Paylaşmak için ;
[img]Resim URL Buraya Eklenecek[/img]
Kodları bu şekilde kullanın .!